ترجمة الحكم والأمثال العربية إلى اللّغة التركية مع إضافة ما يقابل قسم منها بالتركي

تقليص
X
 
  • تصفية - فلترة
  • الوقت
  • عرض
إلغاء تحديد الكل
مشاركات جديدة
  • nizameddin
    نظام الدين إبراهيم أوغلو
    • Sep 2007
    • 135

    ترجمة الحكم والأمثال العربية إلى اللّغة التركية مع إضافة ما يقابل قسم منها بالتركي

    ترجمة الحكم والأمثال العربية إلى اللّغة التركية مع إضافة ما يقابل قسم منها بالتركي
    Arapça Atasözlerinin Türkçeye çevirisi

    1ـ لا تَكنْ صَلْباً فتُكسرْ ولا ليّناً فتُعْصَر .
    — Pek yaş olma sıkılırsın, pek’ de kuru olma kırılırsın.
    —Ne yavuz ol asıl ne yaş ol basıl).
    2ـ كَيفَما كَان الإنْسَانُ في السَّبعِ فَهو في السّبعين أيضاً.
    — İnsanlar yedisinde ne ise yetmişinde o dur.
    3ـ مَنْ تدخّلَ فيما لا يعنيهِ لقيَ ما لا يرضيهِ.
    — Kim ilgilendirmediği işe karışırsa, razı olmadığı şeylerle karşılaşır.
    4ـ مَن دَقَّ دُقَّ .
    — Çalma kapım, çalınır kapın.
    5ـ وَغَيرُ تَقيٍّ يَأمرُ النّاسَ بالتُّقى.
    — Takva sahibi olmayan kişi başkasına takvalık emreder.
    —Kendine kilim dokunamaz başkasına halı dokumaya kalkar).
    6ـ قَولُ الحَقِّ لمْ يَدعْ لي صَدِيقاً.
    — Doğru söylemek, bana arkadaş bırakmadı.
    —Doğru söyleyeni dokuz köyden kovalar).
    7ـ إنْ كُنتَ كَذوباً فكُنْ ذّكوراً.
    — Yalancıda olsan söylediğini hatırla.
    8ـ مَنْ طلبَ أخاً بلا عيبٍ بقيَ بلا أخٍ.
    — Kusursuz dost arayan dostsuz kalır.
    9ـ مّنْ إسْترعَى الذّئبَ فقد ظَلمَ.
    — Kutra güvenen haksızlık eder.
    10ـ نَعيبُ زَمَاننا والعَيبُ فِينا.
    — Zamanı ayıplarız hâlbuki ayıp bizdedir.
    11ـ المَرءُ عَدوُّ مَا جَهِل.
    — Kişiler bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
    12ـ كلُّ إناءٍ يَنضَحُ بِمَا فِيهِ / كَما تَزرَع تَحصُد.
    — Küp içindekini sızdırır. / - Ne ekersen onu biçersin.
    13ـ المَرءُ على دِينِ خَليلهِ.
    — Kişi arkadaşın dinindendir. (Adam ahbabından bellidir).
    14ـ إعْطِِ القَوسَ بَارِيْهَا.
    — Yayı okçuya ver. (İşi ehline ver).
    15ـ إذا تَخاصَمَ اللِّصَان ظَهرَ المَسرُوق.
    — İki hırsız döküşünce çalıntı bulunur.
    16ـ إذا إفْتَقَرَ اليَهُوديُّ نظرَ في حِسَابهِ العَتِيق.
    — Yahudi fakirleşince eski hesaplarına bakar.
    17ـ بَيضةُ اليَوم خَيرٌ من دَجاجة الغَدِ.
    — Bugünün yumurtası yarının tavuğundan iyidir.
    18ـ حِيلةُ مَنْ لا حِيلة لهُ الصّبرُ.
    — Çaresiz olanın çaresi sabırdır.
    19ـ إنْ كُنتَ رِيْحَاً فَقَد لاَقَيْتَ إعْصَاراً.
    — Eğer rüzgâr isen fırtına ile karşılaşırsın.
    20ـ في التّأني السّلامة وفي العَجلة النّدامة / مَنْ تأنّى أدْرَكَ ما تمنَّى.
    — İtidalde selamet, acelede nedamet vardır
    — İhtiyatlı davranan umduğuna ulaşır.
    21ـ لا تُؤخّرْ عَملَ اليَومِ لِغَدٍ (لاتُؤَجّل عَملَ اليَومِ إلى غَدٍ).
    — Bugünün işini yarına bırakma.
    22ـ الطّيرُ بالطّيرِ يُصطادُ.
    — Kuş kuşla avlanır.
    23ـ إسأل الجَار قَبلَ الدّار.
    — Evden önce komşuyu sor. (Ev alma komşu al).
    24ـ ما كلّ أصَابِعكَ سَوى (سَواء).
    — Beş Parmağın beşi bir değildir.
    25ـ النّقدُ (القِرشُ) الأبيضُ يَنفعُ في اليَومِ الأسْودِ.
    — Ak akça kara gün içindir.
    26ـ إذا حَان القَضاءُ ضَاقَ الفَضاءُ؟
    — Kaza gelince feza daralır.
    27ـ إذا وجَدتَ القَبرَ مَجّاناً فأدخِلْ فيه.
    — Mezarı bedava bulursan hemen gir.
    28ـ إسْأَل عَن الرَّفِيق قَبلَ الطَّريق.
    — Yoldan önce arkadaşı sor.
    29ـ آفَةُ العِلمِ النِّسيَان.
    — İlimin belası unutmaktır.
    30ـ الإنتِظار أشَدُّ من النَّار.
    — Beklemek ateşten beterdir.
    31ـ الإنسَانُ عَبْدُ الإحْسَان.
    — İnsan ihsanın esiridir.
    32ـ إنَّ العَصَا من العُصية.
    — Sopa sopacıktan meydana gelir (Hiç bir şeyi küçümseme).
    33ـ إنَّ من البَيانِ لَسِحراً.
    — Anlatımda büyüleyicilik vardır.
    34ـ بَعضُ العَفوِ ضَعْفٌ.
    — Bazı af zaaftır.
    35ـ الحَريْصُ مَحرُومٌ.
    — Çok isteyen mahrum kalır.
    36ـ حُسنُ الأخْلاق كُنوزُ الأَرزَاق.
    — Güzel ahlak rızk hazineleridir.
    37ـ خَيرُ الكَلامِ مَا قَلَّ ودَلَّ.
    — Sözün hayırlısı kısa ve anlaşılır olanıdır.
    38ـ رُبَّ قَولٍ أنْفَذُ مِن صَولٍ.
    — Nice söz vardır ki, yiğitçe saldırıdan etkilidir.
    39ـ الصَّبرُ مِفتاحُ الفَرَج.
    — Sabır kurtuluşun anahtarıdır.
    40ـ ظَنُّ العَاقِل خَيرٌ مِن يَقينِ الجَاهِل.
    — Akıllının zannı cahilin bilgisinden hayrıdır.
    41ـ القَناعَةُ كَنزٌ يَفْنَى.
    — Kanaat tükenmez bir hazinedir.
    42ـ كُلُّ رأسٍ بِهِ صُداعٌ.
    — Her başın bir ağrısı vardır.
    43ـ كُنْ جَميلاً تَرى الوُجُودَ جَميلاً.
    — Sen güzel ol mevcudatı güzel görürsün.
    44ـ كُنْ وَسَطَاً وإمشِ جَانِباً.
    — Orta ol, kenardan yürü.
    45ـ لا تَأكُل خُبزكَ على مائِدَةِ غَيرِك.
    — Kendi ekmeğini başkasının sofrasında yeme.
    46ـ لا تَجري فيما لا تَدرِي.
    — Bilmediğin bir şeyin ardından koşma.
    47ـ لا تَغُرَّكَ المَظاهِرُ.
    — Görünüşe aldanma.
    48ـ لا يَضُرُّ السَّحَابَ نُباحَ الكِلابِ.
    — Köpeklerin havlaması bulutlara zarar vermez.
    49ـ لا يَنفعُ النَّدم بَعدَ العَدَم.
    — Son pişmanlık fayda vermez.
    50ـ إسأل المُجرِّب ولا تَسألِ الحَكيم / لِسانُ التَّجرُبة أصدَق.
    — Tecrübeliden sor hâkimden sorma / Tecrübenin sözü daha doğrudur).
    51ـ لِكُلِّ دَاءٍ دَواءٌ إلاّ الحَماقَةَ.
    — Ahmaklık dışında her derdin bir devası vardır.
    52ـ مَنْ إسترعى الذِّئبَ فقَدْ ظَلَم.
    — Kutra güvenen haksızlık eder.
    53ـ مَن حَفَرَ لأخيِهِ حُفرَةً وقَعَ فيها.
    — Başkasına kuyu kazan içine düşer.
    54ـ النَّاسُ أعداءُ ما جَهِلوا.
    — İnsanlar bilmedikleri şeyin düşmanıdırlar.
    55ـ نُصرَةُ الحَقِّ شَرَفٌ.
    — Kaka yardım etmek şereftir.
    56ـ بَعضُ الكَلامِ أقطَعُ من الحِسَام؟
    — Bazı sözler kılıçtan daha keskindir.
    57ـ ما رَأيتُ نِعمَةً مَوفُورَةً إلاَ وإلى جَانِبِها حَقٌّ مَضيعٌ.
    — Helal kazanç ile yağlı pilav yenmez.
    — Bol nimetin olduğu yerde, ancak haksız kazancın olduğu görünür.

    58ـ الضِّحكُ مِن غَيرِ عَجَب مِن قِلَّةِ الأدَب.
    — İlginç olmayan bir şeye gülmek terbiyenin az olması demek.
    59ـ كُلّ مَمنوع مَتبوعٌ (مَرغُوبٌ).
    — Her yasak izlenir (Arzulanır).
    60ـ الحَياءُ من الإيْمَان.
    — Hayâ etmek imandandır.
    61ـ إختَلَطَ الحَابِل بالنَّابِل.
    — Her şey karıştı.
    62ـ لا يَشكُر اللهَ مَن لا يَشكُرِ النَّاسَ.
    — İnsanlara şükür etmeyen Allah'a da şükür etmez.
    63ـ المُؤمِنُ بِشرُهُ في وَجهِهِ وَحُزنُهُ في قَلبِهِ.
    — Müminin sevinci yüzünde, üzüntüsü kalbindedir.
    64ـ أجوَعُ مِن ذِئبٍ.
    — Kurttan daha aç.

    65ـ لكُلِّ عَالِمٍ هَفوَة، ولِكُلِّ جَوادٍ كَبوَة، ولِكُلِّ صَارِمٍ نَبوَة.
    — Her âlimin bir hatası, her atın yüzüstü düşmesi ve her keskin kişinin de uzak olması vardır. (O kadar kusur Kadı kızında da bulunur)
    66ـ كُلُّ سِرٍّ جَاوّزَ الإثنينِ شَاعَ.
    — Her sır iki kişiyi aşarsa yayılır.
    67ـ كُلُّ كَلبٍ بِبَابهِ نَبَّاح وكُلُّ دِيكٍ على مَزبلتهِ صَيّاح.
    — Her Köpek kapısında havlar ve her horoz çöplüğünde öter.
    68ـ الإنسانُ في التّفكير واللهُ في التّقدير .
    — İnsanın düşüncesi ile Allah'ın takdiri ile olur.

    Arapça Okutmanı Nizameddin İbrahimoğlu - Hitit Üniversitesi.
    المحاضر نظام الدّين إبراهيم أوغلو ـ جامعة هيتيت بتركيا
    (إنّ الله لا يُغير ما بقوم حتى يُغيّروا ما بأنفس) صدق الله العظيم
يعمل...
X